28 Haziran 2014 Cumartesi

FARKLI GELİŞİM GÖSTEREN ÇOCUKLARA GEOMETRİK ŞEKİL ÖĞRETİMİ


Farklı gelişim gösteren çocuklara geometrik  şekilleri daha kolay öğretmek, ayırt etmeyi kolaylaştırmak ve pekiştirmek için aşağıdaki materyalleri hazırladım. Masa başında çeşitli materyallerle çalışmak yerine bu etkinliğin daha öğretici ve daha eğlenceli olduğunu, çocukların daha çok ilgisini çektiğini gözlemledim. Materyal bir çok çalışmada farklı amaç ve becerilerin gelişimini desteklemek için kullanılabilir..


EL-GÖZ KOORDINASYONU NEDİR? EL-GÖZ KOORDINASYONUN GELİŞİMİNİ NASIL DESTEKLERİM?

EL-GÖZ KOORDİNASYONU: Resim yapmak, yazı yazmak ve çizmek için gerekli olan beceri, el-göz koordinasyonudur. Bu beceri öğrencide bilek hâkimiyeti, parmakların kullanımı, elin sayfa üzerindeki esnekliği, kalem tutma becerisi, bedenini koordineli olarak kullanma ve denge duygusunun gelişmesiyle ilerleme gösterir.





EL GÖZ KOORDINASYONUNUN GELİŞİMİNİ DESTEKLEMEK İÇİN YAPILABİLECEK ETKİNLİKLER  
  •  Kendi başına yemek yeme. 
  •  Bağcık bağlama, düğme ilikleme, fermuar açıp kapama. 
  • Kurabiye yapma, ipe boncuk dizme, mandal açıp kapama. 
  • Geometrik nesnelerin bulunduğu kutunun içine kuru üzüm, şeker, bonibon vs koyma ve çocuktan bu  nesneye/nesnelere değmeden  şekerleri toplamasını isteme. 
  • Pirinç ve  makarnanın karıştırıldığı bir kaptan, pirinç veya  makarnayı ayırtetmesini isteme.     
  • Oyun hamuru çalışmaları, hamuru istenilen yumuşaklık kıvamına getirme, şekil verme.       Kâğıt yırtma, makasla gazeteden, dergilerden resim kesme, çizgilerden taşırmadan boyama yapma, yapıştırma çalışmaları. 
  • “Bu bardağı bir parmak boşluk kalıncaya kadar doldur.” gibi davranışı tanımlayan net yönergeler vererek becerinin gelişimine katkıda bulunma. (Yönlendirici ve cesaretlendirici olunmalı, öğrenci suyu dökeceği konusunda endişe duymamalıdır) 
  •  Bedenini kullanabileceği oyunlar oynama (top oyunları, ip atlama vb.)


*** Aşağıdaki resimler çocukların severek yaptıkları, bireysel eğitim seanslarında kolaylıkla yapılabilecek ince motor gelişimini destekleyen çalışmalardan birkaçı. 






16 Haziran 2014 Pazartesi

DUYGULARIMI NASIL İFADE EDERIM ETKINLIK -1



Duygular, birey ile çevresi arasında ilişki kurmak, ilişkileri değiştirmek ve ilişkileri ortadan kaldırmak için bir çaba olarak tanımlanmıştır.
Duygular yaşantımızın doğal birer parçasıdır ve davranışlarımızı etkiler, bizi yönlendirirler.ihtiyaçlarımız karşısında bizi uyarır. Zorluklar karşısında direnmemize ve kuvvetli olmamıza yardım eder. Heyecan ve istek duymamızı sağlar ve bizleri hedeflerimize ulaştırırlar. Bizleri motive eder, insanlarla sağlıklı iletişim içinde olmamızı ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. 
Yetişkinlerde olduğu aynı durum çocuklar icinde geçerlidir. Duygularını ifade edebilen ve karşısındaki kişinin duygularını anlayabilen bir çocuk; arkadaşları ike sağlıklı iletişim kurar. Duygularını sözle olarak ifade ettiğinde saldırgan davranışlardan kaçınır. Arkadaş edinmesini ve arkadaş grubu tarafından kabul edilmesini kolaylaştırır. Sözsün iletişimi daha kolay anlamasını ve sözsün iletişimi kullanmasını destekler. Çocuğun duygularını istenmeyen tepkisel davranışlarla değil sözcüklerle ifade etmesini sağlar.

Okul öncesi döneme kadar çocuklar duygu ve duygusal ifadeye ilişkin birçok şey öğrenmişlerdir. Okul öncesi dönem çocukları diğerlerini ifade olumsuz duyguları çok iyi olmasa da, olumlu duyguları kolayca anlayabilirler..

Duygu gelişimini desteklemek için çeşitli çalışmaları yapılabilir. Bu çalısmalar öncesinde çocukların duygu dağarcığına sahip olması gerekmektedir. Bir sonra ki adımda duyguları ifade etme ve empati becerisi öğretilmelidir. 
Duygu gelişimimi desteklemek için birçok çalışma yapılmalıdır. Bu çalışmalardan en önemlisi görsel ve dokunsal materyaller olmalıdır. Okul öncesi öğretmeni Gülay KÜÇÜK, duygu eğitimi sırasında kullanmak için aşağıda ki görselleri hazırlamış. Bunlar gibi farklı materyaller de kullanılabilir ve bir duygu köşesi oluşturabilir. Materyalin sökülüp-takılabilir olması çocukların o an ki duygularını ifade etmeyi kolaylaştıracaktır. Gülay öğretmene bu güzel çalışmasını bizimle paylaştığı için çok teşekkür ederim..






17 Mayıs 2014 Cumartesi

ÇOCUKLARDA GECİKMİŞ KONUŞMA VE NEDENLERİ


GECİKMİŞ KONUŞMA VE NEDENLERİ

Dil gelişimi; seslerin, kelimelerin, sayıların, sembollerin, kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasını içerlerden bir süreçtir. Dil gelişimi doğumdan itibaren başlar ve yaşam boyu devam eder.
Anne-babaların çocuklarının gelişimine ilişkin olarak öncelikle bekledikleri aşama çocuklarının konuşmaya başlamasıdır. Bir çok çocukta gelişimin bir parçası olarak kendiliğinden gelişir ve devam eder. Bebek dünyaya geldiği andan itibaren önce ağlayarak, belli bir süre sonra ağlamanın yanında farklı sesler geliştirerek dış dünya ile iletişim kurar. Gelişim evrelerine baktığımızda 1 yaş civarı ilk anlamlı sözcüklerini çıkarıp, 2-3yaş civarı ise düzgün bir biçimde konuşmaya başlamış olmasıdır.
Genellikle dil gelişimde tüm çocuklar belirli bir sıra izler. Ancak bireysel farklılıklardan ötürü bu durum bazen böyle olmayabiliyor. Bazı çocuklar yaşıtlarına kıyasla daha geç konuşmaya başlayabiliyor. Bu her zaman konuşma bozukluğu yada ciddi bir sorun olduğu anlamına gelmeyebilir.

Gecikmiş konuşmanın belli başlı belirtileri:

-doğumla birlikte gelen veya doğum sırasında oluşmuş olan komplikasyonlar
-kromozom anomalileri, motor gelişim geriliği, işitme ve görme kaybı
-konuşma organlarındaki yapısal bozukluk
-zeka geriliği , otizm, yaygın gelişim bozukluk gibi problemler
-çevresel koşullar, uyaran azlığı vs

Bunların yanı sıra ;
-çocuğun işaret yada diğer iletişim biçimleri normal değilse (ya hiç konuşmazlar yada zor anlaşılan bir kaç sözcük kullanırlar )
-yutma, çiğneme gibi ek bir sorun varsa
-isteklerini öfkeli davranışlarla anlatmaya çalışıyorsa (ağlama, bağırma, vurma gibi )
-konuşmak yerine jest,mimik, işaret dili kullanmaya çalışıyorsa
-anlamsız sesler çıkarıyorsa
-çevresine karşı isteksiz ve ilgisizse
-yeni ortam ve durumlara uyum sağlamakta güçlük çekiyorsa
-kavramları geç ve uzun zamanda öğreniyorlarsa
-yalnız kalmayı tercih ediyorsa
-ailede gecikmiş konuşma öyküsü varsa çocuğu çok iyi gözlemlemeli, sıklığı ve devamlılığı takip edilmeli, ciddi bir sorun olasılığı olduğu fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.

Böyle durumlarda anne-baba çocuğa nasıl yaklaşmalı :
Öncelikle, sabırlı olunmalı, sevgi ve ilgi gösterilmeli, sık sık  konuşulmalıdır, üzerinde baskı kurmadan konuşmaya teşvik edilmelidir.

Bunun yanı sıra;
-çocuğunuza hitap ederken tane tane ve düzgün konuşun
-daha ilk hece ve sesleri çıkarttığında söylediği sesleri ona tekrar ettirin
-sık sık soru sorun, size birşey anlatmaya çalışıyorsa dinleyin ve anladığınızı belli edin
-mümkün olduğunca yaşıtları ile oyun oynamasını sağlayın
-çocuğunuzla bebeksi bir şekilde konuşmayın
-bir nesneyi eline aldığında onunla ilgili bilgiler verin
-özellikle 0-3yaş döneminde televizyon izlettirmeyin, izliyorsa birlikte olun ve gördüklerini ona anlatın
-birlikte kaliteli zaman geçirin ve yaratıcı oyunlar oynayın
-sözcük dağarcığını artırmak için ona gün içinde yaptıklarınızı tek tek anlatın.

2 Nisan 2014 Çarşamba

OTİZM VE STEREOTİPİK HAREKETLER

NOBODY NOWHERE ADLI KİTABIN YAZARI YÜKSEK FONKSİYONLU OTİZM TANISI OLAN DONNA WİLLİAMS 'IN KALEMİDEN TEKRARLAYICI HAKETLERİN ONA GÖRE İÇERDĞİ ANLAM....

Bilindiği üzere otizm tanısı almış çocukların tekrarlayıcı hareketleri vardır.  Onlar için bir anlam taşıyan bu davranışlar, bizler için hiç birşey ifade etmez. DONNA WİLLİAMS   yüksek fonksiyonlu bir otistik. Uzun mücadelelerden ve yıllardan sonra kendi dünyasını  tanımayı başarmış. Su anda bir üniversitede  öğretim görevlisi ve uzmanlık alanı otizmli çocuklar.NOBODY NOWHERE kitabında bu  hareketlerin kendisi için ne demek olduğunu anlatmaya çalışmış..

Nesneleri Eşlemek: Nesneler arasında bağ kurmak, iki yada daha fazla nesne arasında ilişki olabileceğini ispat etmek. Bu ilişkiyi nesneler arasında inkar edilemeyecek bir şekilde görmek bana bir gün dünyada  herkesin bu ilişkinin varlığını kabul edeceğinin ümidini veriyordu. Ben her zaman nesneler dünyasındaydım.

Nesneleri Sıralamak:  Aidiyetin varlığını ispat etmek. Kendime; dünya içinde bulunduğum bu özel ve yadsınamaz yere uyduğum ve ait konusunda ümit  vermek. Ayrıca bir düzen yaratmak ve dünyanın çok kapsamlı, çok karmaşık olduğunu sembolik olarak ifade etmek.

Düzenlemeler :  Süreklilik. Ben etrafımda ki karmaşık ortamda, kendime güvenli bir yer bulana kadar olayların aynı kalacağının garantisini sağlamak.

Sürekli Göz Kırpıştırmak : Olayları yavaşlatmak, olayları film kareleri gibi yaparak daha az korkutucu olmalarını sağlamak. Işığı çok hızlı açıp kapamak da benzer amaçla yapılan bir hareket.

Işıkları Açıp-Kapamak : Yukarıdakine ek olarak;  açıp kapama sesi, zil yada müzik sesinde olduğu gibi benim dışında gelişen olaylarla kişisel olmayan bir bağdı. Dokunmak mutluluk ve güven verirdi.bir olayda ne kadar düzen ve tahmin edilebilirlik varsa o kadar güven vericidir.

Nesneleri Sürekli Düşürmek : Özgürlük. Özgürlük için kaçmanın mümkün olduğunu ispat etmek sembolik olarak, güzel duyguların açık bir şekilde kişiye geçme ve bu duyguların korkmadan içinden çıkmasına izin verme özgürlüğü.

Zıplamak, Bir  Ayaktan Diğerine Sallanmak : kişinin kendi vücudunu ritme sokma yolu. Ben her zaman dünya ile kendi aramda karanlık bir perde olduğunu düşündüm. Bu hayali karanlığın diğer tarafına geçmek oldukça zordu ve bir ayaktan diğerine geçmek birinin hazırlanmam için bana verdiği start gibiydi. “hazır, pozisyon al, karanlık taraftan diğer tarafa atla” ilginçtir diğer kişi talimat verdiğinde ben atlamak için çok korkuyor oluyordum. Bir keresinde, son anda atlamaktan çok korktuğum için bacaklarımı dosdoğru çarparak  çitlerin üzerinden atlamıştım.

Kafa sallamak, Objeleri Çevirmek : güvenlik ve başarma duygusu sağlar. Böylelikle içinde bulunulan kaygı, gerginlik dolaysıyla korkunun azalmasını sağlar. Hareketlerin sıklığı artıkça yaşanan duygu o kadar kuvvetlenir.

Gülme : Genellikle korku,  gerginlik ve kaygının bastırılması. Gerçek duygularım direkt bir şekilde hoşnutluğumu ifade edemeyeceğim kadar korunaklıydı ve başkaları tarafından gülme olarak anlaşılıyordu.

El Çırpmak : El çırpmak her zaman içimde ki hoşnutluğun daha iyi bir ifadesidir. Aynı zamanda el çırpma bitişinde bir ifadesidir. Bir aktivitenin bitip diğerine geçilebileceğinin sinyalidir. Bazen  içinde olup çıkamadığım bir hayalden kurtulmak için bir girişim olarak kullanıldığı da olabilir.