Farklı gelişim gösteren çocuklara geometrik şekilleri daha kolay öğretmek, ayırt etmeyi kolaylaştırmak ve pekiştirmek için aşağıdaki materyalleri hazırladım. Masa başında çeşitli materyallerle çalışmak yerine bu etkinliğin daha öğretici ve daha eğlenceli olduğunu, çocukların daha çok ilgisini çektiğini gözlemledim. Materyal bir çok çalışmada farklı amaç ve becerilerin gelişimini desteklemek için kullanılabilir..
Erguvan Gelişim ve Psikolojik Danışmanlık
Çocuk gelişimi-özel eğitim - çocuk ve ergen ruh sağlığı
28 Haziran 2014 Cumartesi
EL-GÖZ KOORDINASYONU NEDİR? EL-GÖZ KOORDINASYONUN GELİŞİMİNİ NASIL DESTEKLERİM?
EL-GÖZ KOORDİNASYONU: Resim yapmak, yazı yazmak ve çizmek için gerekli olan beceri, el-göz koordinasyonudur. Bu beceri öğrencide bilek hâkimiyeti, parmakların kullanımı, elin sayfa üzerindeki esnekliği, kalem tutma becerisi, bedenini koordineli olarak kullanma ve denge duygusunun gelişmesiyle ilerleme gösterir.
EL GÖZ KOORDINASYONUNUN GELİŞİMİNİ DESTEKLEMEK İÇİN YAPILABİLECEK ETKİNLİKLER
- Kendi başına yemek yeme.
- Bağcık bağlama, düğme ilikleme, fermuar açıp kapama.
- Kurabiye yapma, ipe boncuk dizme, mandal açıp kapama.
- Geometrik nesnelerin bulunduğu kutunun içine kuru üzüm, şeker, bonibon vs koyma ve çocuktan bu nesneye/nesnelere değmeden şekerleri toplamasını isteme.
- Pirinç ve makarnanın karıştırıldığı bir kaptan, pirinç veya makarnayı ayırtetmesini isteme.
- Oyun hamuru çalışmaları, hamuru istenilen yumuşaklık kıvamına getirme, şekil verme. Kâğıt yırtma, makasla gazeteden, dergilerden resim kesme, çizgilerden taşırmadan boyama yapma, yapıştırma çalışmaları.
- “Bu bardağı bir parmak boşluk kalıncaya kadar doldur.” gibi davranışı tanımlayan net yönergeler vererek becerinin gelişimine katkıda bulunma. (Yönlendirici ve cesaretlendirici olunmalı, öğrenci suyu dökeceği konusunda endişe duymamalıdır)
- Bedenini kullanabileceği oyunlar oynama (top oyunları, ip atlama vb.)
*** Aşağıdaki resimler çocukların severek yaptıkları, bireysel eğitim seanslarında kolaylıkla yapılabilecek ince motor gelişimini destekleyen çalışmalardan birkaçı.
16 Haziran 2014 Pazartesi
DUYGULARIMI NASIL İFADE EDERIM ETKINLIK -1
Duygular yaşantımızın doğal birer parçasıdır ve davranışlarımızı etkiler, bizi yönlendirirler.ihtiyaçlarımız karşısında bizi uyarır. Zorluklar karşısında direnmemize ve kuvvetli olmamıza yardım eder. Heyecan ve istek duymamızı sağlar ve bizleri hedeflerimize ulaştırırlar. Bizleri motive eder, insanlarla sağlıklı iletişim içinde olmamızı ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar.
Yetişkinlerde olduğu aynı durum çocuklar icinde geçerlidir. Duygularını ifade edebilen ve karşısındaki kişinin duygularını anlayabilen bir çocuk; arkadaşları ike sağlıklı iletişim kurar. Duygularını sözle olarak ifade ettiğinde saldırgan davranışlardan kaçınır. Arkadaş edinmesini ve arkadaş grubu tarafından kabul edilmesini kolaylaştırır. Sözsün iletişimi daha kolay anlamasını ve sözsün iletişimi kullanmasını destekler. Çocuğun duygularını istenmeyen tepkisel davranışlarla değil sözcüklerle ifade etmesini sağlar.
Okul öncesi döneme kadar çocuklar duygu ve duygusal ifadeye ilişkin birçok şey öğrenmişlerdir. Okul öncesi dönem çocukları diğerlerini ifade olumsuz duyguları çok iyi olmasa da, olumlu duyguları kolayca anlayabilirler..
Duygu gelişimini desteklemek için çeşitli çalışmaları yapılabilir. Bu çalısmalar öncesinde çocukların duygu dağarcığına sahip olması gerekmektedir. Bir sonra ki adımda duyguları ifade etme ve empati becerisi öğretilmelidir.
Duygu gelişimimi desteklemek için birçok çalışma yapılmalıdır. Bu çalışmalardan en önemlisi görsel ve dokunsal materyaller olmalıdır. Okul öncesi öğretmeni Gülay KÜÇÜK, duygu eğitimi sırasında kullanmak için aşağıda ki görselleri hazırlamış. Bunlar gibi farklı materyaller de kullanılabilir ve bir duygu köşesi oluşturabilir. Materyalin sökülüp-takılabilir olması çocukların o an ki duygularını ifade etmeyi kolaylaştıracaktır. Gülay öğretmene bu güzel çalışmasını bizimle paylaştığı için çok teşekkür ederim..
17 Mayıs 2014 Cumartesi
ÇOCUKLARDA GECİKMİŞ KONUŞMA VE NEDENLERİ
GECİKMİŞ
KONUŞMA VE NEDENLERİ
Dil
gelişimi; seslerin, kelimelerin, sayıların, sembollerin, kazanılması,
saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasını içerlerden bir
süreçtir. Dil gelişimi doğumdan itibaren başlar ve yaşam boyu devam eder.
Anne-babaların
çocuklarının gelişimine ilişkin olarak öncelikle bekledikleri aşama
çocuklarının konuşmaya başlamasıdır. Bir çok çocukta gelişimin bir parçası
olarak kendiliğinden gelişir ve devam eder. Bebek dünyaya geldiği andan
itibaren önce ağlayarak, belli bir süre sonra ağlamanın yanında farklı sesler
geliştirerek dış dünya ile iletişim kurar. Gelişim evrelerine baktığımızda 1
yaş civarı ilk anlamlı sözcüklerini çıkarıp, 2-3yaş civarı ise düzgün bir
biçimde konuşmaya başlamış olmasıdır.
Genellikle
dil gelişimde tüm çocuklar belirli bir sıra izler. Ancak bireysel
farklılıklardan ötürü bu durum bazen böyle olmayabiliyor. Bazı çocuklar
yaşıtlarına kıyasla daha geç konuşmaya başlayabiliyor. Bu her zaman konuşma
bozukluğu yada ciddi bir sorun olduğu anlamına gelmeyebilir.
Gecikmiş
konuşmanın belli başlı belirtileri:
-doğumla
birlikte gelen veya doğum sırasında oluşmuş olan komplikasyonlar
-kromozom
anomalileri, motor gelişim geriliği, işitme ve görme kaybı
-konuşma
organlarındaki yapısal bozukluk
-zeka
geriliği , otizm, yaygın gelişim bozukluk gibi problemler
-çevresel
koşullar, uyaran azlığı vs
Bunların
yanı sıra ;
-çocuğun
işaret yada diğer iletişim biçimleri normal değilse (ya hiç konuşmazlar yada
zor anlaşılan bir kaç sözcük kullanırlar )
-yutma,
çiğneme gibi ek bir sorun varsa
-isteklerini
öfkeli davranışlarla anlatmaya çalışıyorsa (ağlama, bağırma, vurma gibi )
-konuşmak
yerine jest,mimik, işaret dili kullanmaya çalışıyorsa
-anlamsız
sesler çıkarıyorsa
-çevresine
karşı isteksiz ve ilgisizse
-yeni
ortam ve durumlara uyum sağlamakta güçlük çekiyorsa
-kavramları
geç ve uzun zamanda öğreniyorlarsa
-yalnız
kalmayı tercih ediyorsa
-ailede
gecikmiş konuşma öyküsü varsa çocuğu çok iyi gözlemlemeli, sıklığı ve
devamlılığı takip edilmeli, ciddi bir sorun olasılığı olduğu fark edildiğinde
zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.
Böyle
durumlarda anne-baba çocuğa nasıl yaklaşmalı :
Öncelikle,
sabırlı olunmalı, sevgi ve ilgi gösterilmeli, sık sık konuşulmalıdır, üzerinde baskı kurmadan
konuşmaya teşvik edilmelidir.
Bunun
yanı sıra;
-çocuğunuza
hitap ederken tane tane ve düzgün konuşun
-daha
ilk hece ve sesleri çıkarttığında söylediği sesleri ona tekrar ettirin
-sık
sık soru sorun, size birşey anlatmaya çalışıyorsa dinleyin ve anladığınızı
belli edin
-mümkün
olduğunca yaşıtları ile oyun oynamasını sağlayın
-çocuğunuzla
bebeksi bir şekilde konuşmayın
-bir
nesneyi eline aldığında onunla ilgili bilgiler verin
-özellikle
0-3yaş döneminde televizyon izlettirmeyin, izliyorsa birlikte olun ve
gördüklerini ona anlatın
-birlikte
kaliteli zaman geçirin ve yaratıcı oyunlar oynayın
-sözcük
dağarcığını artırmak için ona gün içinde yaptıklarınızı tek tek anlatın.
2 Nisan 2014 Çarşamba
OTİZM VE STEREOTİPİK HAREKETLER
NOBODY NOWHERE ADLI KİTABIN YAZARI YÜKSEK FONKSİYONLU OTİZM TANISI OLAN DONNA WİLLİAMS 'IN KALEMİDEN TEKRARLAYICI HAKETLERİN ONA GÖRE İÇERDĞİ ANLAM....
Bilindiği
üzere otizm tanısı almış çocukların tekrarlayıcı hareketleri vardır. Onlar için bir anlam taşıyan bu davranışlar,
bizler için hiç birşey ifade etmez. DONNA WİLLİAMS yüksek
fonksiyonlu bir otistik. Uzun mücadelelerden ve yıllardan sonra kendi dünyasını tanımayı başarmış. Su anda bir
üniversitede öğretim görevlisi ve
uzmanlık alanı otizmli çocuklar.NOBODY NOWHERE kitabında bu hareketlerin kendisi için ne demek olduğunu
anlatmaya çalışmış..
Nesneleri Eşlemek: Nesneler arasında bağ kurmak, iki yada
daha fazla nesne arasında ilişki olabileceğini ispat etmek. Bu ilişkiyi nesneler
arasında inkar edilemeyecek bir şekilde görmek bana bir gün dünyada herkesin bu ilişkinin varlığını kabul
edeceğinin ümidini veriyordu. Ben her zaman nesneler dünyasındaydım.
Nesneleri Sıralamak:
Aidiyetin varlığını ispat etmek. Kendime; dünya içinde bulunduğum bu
özel ve yadsınamaz yere uyduğum ve ait konusunda ümit vermek. Ayrıca bir düzen yaratmak ve dünyanın
çok kapsamlı, çok karmaşık olduğunu sembolik olarak ifade etmek.
Düzenlemeler :
Süreklilik. Ben etrafımda ki karmaşık ortamda, kendime güvenli bir yer
bulana kadar olayların aynı kalacağının garantisini sağlamak.
Sürekli Göz Kırpıştırmak : Olayları yavaşlatmak, olayları film
kareleri gibi yaparak daha az korkutucu olmalarını sağlamak. Işığı çok hızlı
açıp kapamak da benzer amaçla yapılan bir hareket.
Işıkları Açıp-Kapamak : Yukarıdakine ek olarak; açıp kapama sesi, zil yada müzik sesinde
olduğu gibi benim dışında gelişen olaylarla kişisel olmayan bir bağdı. Dokunmak
mutluluk ve güven verirdi.bir olayda ne kadar düzen ve tahmin edilebilirlik
varsa o kadar güven vericidir.
Nesneleri Sürekli Düşürmek
: Özgürlük. Özgürlük
için kaçmanın mümkün olduğunu ispat etmek sembolik olarak, güzel duyguların
açık bir şekilde kişiye geçme ve bu duyguların korkmadan içinden çıkmasına izin
verme özgürlüğü.
Zıplamak, Bir Ayaktan Diğerine Sallanmak : kişinin kendi vücudunu ritme sokma
yolu. Ben her zaman dünya ile kendi aramda karanlık bir perde olduğunu
düşündüm. Bu hayali karanlığın diğer tarafına geçmek oldukça zordu ve bir
ayaktan diğerine geçmek birinin hazırlanmam için bana verdiği start gibiydi.
“hazır, pozisyon al, karanlık taraftan diğer tarafa atla” ilginçtir diğer kişi
talimat verdiğinde ben atlamak için çok korkuyor oluyordum. Bir keresinde, son
anda atlamaktan çok korktuğum için bacaklarımı dosdoğru çarparak çitlerin üzerinden atlamıştım.
Kafa sallamak, Objeleri
Çevirmek : güvenlik
ve başarma duygusu sağlar. Böylelikle içinde bulunulan kaygı, gerginlik
dolaysıyla korkunun azalmasını sağlar. Hareketlerin sıklığı artıkça yaşanan
duygu o kadar kuvvetlenir.
Gülme : Genellikle korku, gerginlik ve kaygının bastırılması. Gerçek
duygularım direkt bir şekilde hoşnutluğumu ifade edemeyeceğim kadar
korunaklıydı ve başkaları tarafından gülme olarak anlaşılıyordu.
El Çırpmak : El çırpmak her zaman içimde ki
hoşnutluğun daha iyi bir ifadesidir. Aynı zamanda el çırpma bitişinde bir
ifadesidir. Bir aktivitenin bitip diğerine geçilebileceğinin sinyalidir.
Bazen içinde olup çıkamadığım bir
hayalden kurtulmak için bir girişim olarak kullanıldığı da olabilir.
23 Eylül 2013 Pazartesi
ÇOCUK GELİŞİM BASAMAKLARI
BEBEKLİKTEN ERGENLİĞE ÇOCUK GELİŞİM BASAMAKLARI
Çocukların gelişim özellikleri
birbirinden bir miktar farklı olabilir. Burada verilen bilgiler, çoğunluğu
yansıtmaktadır. Sizin çocuğunuzdaki gözlemleriniz burada verilenlerden farklı
ise bu normal olabilir: çocuk hekiminize
danışarak gözlemlerinizi ve düşüncelerinizi anlatınız, bilgi alınız.
Çocuğunuz kendi yaş grubundan daha ileri
yaşın işlevlerini yapıyor olabilir. Ancak yaşına uygun olanları yapamıyorsa
doktorunuza danışınız.
Bebeğiniz zamanından erken (prematüre)
doğduysa iki yaşına gelene kadar erken doğduğu süreyi yaşından çıkararak
izleyiniz. Örneğin 1 ay erken doğduysa ve şu anda beş aylıksa 4 aylık bebeğin
gelişimine bakınız.
GELİŞİM NASIL OLUR?
Beyin gelişimi yapısal-kalıtsal
özelliklere ve ayrıca çevresel etkenlere,
çocuğun yaptığı etkinliklere bağlıdır. Beyinde işletilen, kullanılan
hücreler ve bağlantılar kuvvetlenirken kullanılmayanlar da küçülür, hatta yok
olurlar: bu “kullan ya da kaybet” ilkesi olarak özetlenebilir.
Bu
nedenle bebekler ve küçük çocuklarla ilgilenen her kişi onların beyninin
gelişiminde kalıcı etkiler bırakır. Çocukların erişkinlerle ilişkileri,
iletişimleri onların beyin gelişimini etkiler.
Bu etkiler olumlu ya da olumsuz olabilir.
Çocuğunuzun gelişimini olumlu etkilemek istiyorsanız:
Onun verdiği işaretlere, seslere cevap
verin
Onunla konuşun, ona kitap okuyun, şarkı
söyleyin
Günlük, sabit alışkanlıklar geliştirin
Etrafı araştırmaya ve oynamaya teşvik
edin
İki yaşından sonra televizyonda ona uygun
programları günde bir saati geçmeyecek şekilde izletin, bunun dışındaki
zamanlarda başka etkinlikler yapmasını sağlayın
Davranışlarınızda tutarlı olun:
çocuğunuzun belirli davranışlarını hep aynı şekilde takdir edin, ya da
gerekiyorsa, cezalandırın. Olumsuz, istenmeyen davranışların ne olduğunu
öğrenmesini sağlayın. Olumsuz davranışların düzelmesi zaman alacaktır: hemen
sonuç beklemeyin, ve gayret gösterdiği zaman onu takdir edin.
Açıklayıcı olun: “odan dağınık”
yerine “oyuncakların, elbiselerin yerde
duruyor ” gibi açık konuşun.
Eşinizle ya da aile büyüklerinizle
aranızda çocuğun eğitiminde görüş ayrılıkları varsa bunları onun yanında
konuşmayın. Biriniz ona öğütlerde bulunurken diğeri araya girmemelidir.
Gelişim dönemi özelliklerini fark
ettiğinizi göstermek ve ona katılmak çocuğunuzu yüreklendirecek,
coşkulandıracaktır.
Çocuk yetiştirmek mutlu, eğlenceli,
büyüleyici bir uğraştır: TADINI ÇIKARIN!
YAŞ GRUPLARINA GÖRE GELİŞİM VE ÖNERİLER
0-3 AY GELİŞİMİ
0-1Ay:
Emzirirken, altını değiştirirken onunla
konuşursanız yüzünü size doğru çevirir.
Gözüne parlak ışık gelince gözünü
kırpıştırır.
Yüzükoyun yatırılınca başını yana
çevirerek yanağını yatağa dayayabilir.
Kucağınızda olmak, sesinizi duymak ona
güven verir.
Yüksek ve ani seslerde irkilir, kollarını
geri doğru aniden açabilir.
Yanağına dokunduğunuzda refleks olarak
başını o tarafa çevirir ve emmek için arayıcı hareketler yapar.
Avucunun içine parmağınızı koyduğunuzda
kavrar.
İkinci ay:
Bakışlarını bir nesne üzerinde
odaklaştırabilir Ancak gözlerinde zaman zaman kayma olabilir.
Sırtüstü yatarken yaklaşık yarım metre
üstünde sallayacağınız renkli bir halkayı sağa sola salladığınızda izleyebilir.
Yukarı-aşağı salladığınızda aynı beceriyi gösteremez.
Yüzünüze bakar. Ona bakarken başınızı
hafifçe sağa-sola oynattığınızda yüzünüzü izler.
Sırtüstü yatarken ellerinden tutup
kaldırmaya çalışırsanız başını tam tutamayıp arkaya düşürebilir.
Yüzükoyun yatınca başını 1-2 santimetre
kaldırabilir. Ani seslerle irkilir.
Tabanlarına destek yaptığınızda elinizi
güçlüce itebilir.
Elini ağzına götürmeye başlayabilir
Üçüncü ay:
Siz konusunca size güler,
Ellerini incelemeye başlar, kol-bacak
hareketleri artar. Bu kendini tanımanın ilk uğraşlarıdır.
Anne ve baba gibi yakın kişilerin sesini
ayırdeder.
Huzursuzlaştığında, ağladığında kendisi
ile konuşursanız bir süre susup dinleyebilir.
Agu benzeri sesler çıkarır..
Kırmızı bir nesneyi sağa-sola
gezdirdiğinizde izler
Yüzükoyun yatırılınca başını kaldırıp 1
dakika yukarıda tutabilir
Dikey pozisyonda dolaştırılmaktan çok
hoşlanır, çünkü artık dünyayı tanımaya başlamıştır.
0-3 AY İÇİN
ÖNERİLER
Bebeğinizle gözgöze bakın.
Yüzüne gülümseyerek ve hoşnutlukla
bakarsanız o da kendinden hoşnut olacak,
kendini değerli bulacaktır.
Onunla konuşun,ninniler, şarkılar
söyleyin. Değişik sesler, müzikler dinletin (saatin sesi, hafif müzik sesi, kuş sesi, gibi)
Onu hafif hafif, müziğin ritmine uygun
olarak sallayın.
Yatağının üzerine iple hareketli resimler
renkli kumaş, sünger, kağıt parçalarından oluşan oyuncaklar asın (Yaklaşık 50
cm yukarı)
Ona ismiyle seslenin.
Beslerken kucağınıza alın.
Kucağınıza aldığınızda bedenini hafif
hafif okşayın.
Ağladığında, huzursuzlaştığında hemen
yanına gidemiyorsanız bile ona seslenin, ve kısa sürede yanına gitmeye çalışın.
Onunla sakin bir sesle konuşun, ninni söyleyin, kucağınıza alın.
Kucağınızda, taşıma koltuğunda veya bebek
arabasında onunla dolaşmaya çıkın.
Yatarken ya da kucakta onu yumuşak bir
battaniye ile sararsanız kendini daha rahat hissedebilir ve kendi ani
hareketleri ile uyanmaz.
Sırtüstü durumdan kaldırırken başını
arkaya düşürebilir: yatırıp kaldırırken başını elinizle arkadan destekleyin.
Ellerini tutarak el hareketlerine yönelik
oyunlar oynatın. (tel sarar oyunu gibi)
Bebeğinizi orta sertlikte bir yatakta,
ince bir yastıkla, sırtüstü veya yan yatırmanız önerilir.
Dört-Altı ay
Gelişim
4. ay:
Yüzükoyun yatınca başını kaldırıp etrafa
bakabilir.
Renkleri ve uzağı görebilir.
“Aa-uuu” gibi sesleri sık sık çıkarır.
Ayaklarının üzerine bastırılmak
istendiğinde basmayıp bacaklarını karnına doğru çeker
Gece uykuları bir miktar düzene girer.
Nesnelere uzanmaya başlar. Birinci ayda
sözü edilen refleks olarak yakalama davranışı kaybolur.
5.ay:
Yüzükoyun yatınca başını kaldırıp dik
tutabilir.
Dönmeye başlayabilir. Düşmelere dikkat!
Bu dönemde basmayabilir.
Sesli (kıkır kıkır) gülebilir, bunu sizin
de katılmanızla, konuşmanızla daha da arttırır.
Geceleri daha uzun uyur: 6-8 saati
bulabilir.
Bir elinde tuttuğu nesneyi diğer eline
geçirebilir.
Sırtüstü yattığında ayaklarını yakalayıp
ağzına götürebilir.
6.ay:
Destekle oturabilir.
Çıngırağı salladığınızda sesine döner.
Oyuncaklara uzanır.
Bu dönemde henüz basmaması normaldir.
Yüzükoyun yatınca kollarını gergin
tutarak baş ve omuzlarını, gövdesinin üst kısmını yataktan kaldırabilir.
Anne-babası uzaklaşınca ağlayabilir.
Eline aldığı her şeyi ağzına götürür.
4-6 AY İÇİN
ÖNERİLER
Bu dönemde onunla “ce-e” benzeri oyunlar
oynayın.
Değişik sesler çıkaran oyuncaklar,
çıngıraklar verin
Değişik sesler, müzikler dinletin
Bebeğinizi yıkarken, altını
değiştirirken, beslerken onula konuşun.
Onun çıkardığı seslere siz de cevap
verin, çıkardığı sesleri taklit edin.
Onun ulaşabileceği mesafelere plastik,
renkli, yaşına uygun oyuncaklar ya da plastik bardak, tabak gibi ev eşyaları
koyarak almaya teşvik edin. Oyun malzemelerini seçerken güvenli olmalarına özen
gösterin
Büyük, renkli resimler, şekiller,
kitaplar gösterin.
Aynada kendisine baktırarak oynayın, bu
arada ismini tekrarlayın.
7-9 AY GELİŞİM
7.ay:
“aa!” gibi çığlık benzeri sesler çıkarır.
Önüne konan ya da uzatılan oyuncakları
alır; kendisi de uzanabilir.
Kağıt parçası gibi küçük cisimleri
avuçlayarak almaya çalışır.
Yüzüne kapatılan bir mendili çekip
açabilir.
Yüzükoyundan sırt üstüne veya tersine
dönebilir.
Desteksiz oturmaya başlayabilir.
Görüş alanından çıkan nesneleri,
kaybolduğu noktada aramaya başlar. Bu nesnelerin sürekliliğinin oluşmaya
başladığının bir göstergesidir.
Elindeki nesneleri vurarak ses çıkartmaya
çalışır ve sesin kaynağını araştırır.
8. ay:
İsmi seslenilince dönüp bakar.
Aynada kendisine bakmayı sever.
Sesinizden kızgın ya da neşeli olduğunuzu
anlayabilir. Yapma, cıss gibi yönergeleri anlayabilir.
Eline verilen bisküvi, ekmek gibi
yiyecekleri yer.
Biraz
uzaktaki oyuncaklara ve cisimlere uzanarak almaya çalışır.
Hece benzeri sesler (ba, da) çıkarır.
Yardımsız en az 5-10 saniye oturabilir.
Bir elinden diğerine nesne aktarabilir.
Tutunarak ayakta durabilir
Başparmak işlev görmeye başlar.
Leblebi, fıstık gibi küçük nesneleri
parmaklarının işlevsel kullanımıyla alabilir. Bu nedenle bu tür nesneleri
ulaşabileceği uzaklığı koymamalıdır..
9.ay:
Heceleri birleştirir: “bababa-dadada”
gibi.
Bastırdığınızda bacaklarına ağırlığını
verir.
İki eline birer oyuncak alıp tutabilir.
Bir cismi bir örtünün altına
sakladığınızı görünce örtüyü kaldırıp altında onu aramaya başlayabilir.
Sınıflandırma yapabilmeye başlar. Örneğin
sevdiği ve sevmediği şeyler oluşmaya başlar.
Parmağınızla gösterdiğiniz yere bakabilir.
7-9 AY İÇİN
ÖNERİLER
Sallanınca veya sıkılınca ses çıkaran,
yaşına uygun oyuncaklar verin. Bu oyuncakların, küçük parçalarının olmamasına
dikkat edin.
Onunla konuşurken, büyük insanla konuşur
gibi durup, onun cevap vermesini, ses çıkarmasını bekleyin.
Ona evdeki eşyaları göstererek isimlerini
söyleyin.
Ona her gün biraz resimli kitap gösterin
ve kısa bir-iki öykü anlatın ya da okuyun.
Ona döndürebileceği, üstüste ya da içiçe
koyabileceği oyuncaklar ya da plastik tabak, bardak gibi ev eşyaları verin.
Onunla oyuncak plastik küpleri ya da
kutuları üstüste dizip devirmece oynayın.
El-yüz yıkama, banyo yapma, ve yatma
işlerini hep aynı şekilde yaparak bir alışkanlık oluşmasını sağlayın.
Yeni yapmaya başladığı ya da yeni
kazandığı yetilerini coşkuyla karşılayın.Her fırsatta onu farkettiğinizi ve
yaptıklarıyla ilgilendiğinizi hissettirin.
10-12 AY GELİŞİM
10.ay:
El çırpma, bay bay yapma gbi oyunlar
oynar.
“Hayır” dediğinizde ağlayabilir ya da
üzülebilir.”Cici” ve “Cıss” gibi sözcükleri anlayabilir, uygun tepki verebilir.
Yabancılardan korkar: anne/babasına
tutunup yapışabilir.
Gece uyanıp anne/babasını isteyebilir.
Eşyaya tutunarak ya da kendi başına
ayakta durabilir. Bazı bebekler bu yaşta emekler, hatta yürüyebilirler. Ancak
bunları yapamıyorsa bu da normaldir.
Yatağının içinde yatıyorken oturur duruma
geçebilir.
“Ağzın nerde?” gibi sorulduğunda, ağzını,
burnunu, ayağını vb. gösterebilir.
11.ay
İsteklerini işaretle veya sesle, ama
ağlamadan, belirtebilir. İşaret parmağı ile gösterebilme önemli bir gelişim
basamağıdır.
Sizinle topu karşılıklı yuvarlayarak
oynayabilir.
Bazı resimleri, eşyaları tanır: “……
nerede?” diye sorduğunuzda eliyle gösterebilir.
Belirli bir oyuncağına, battaniyesine, ya
da yastığına çok düşkün olabilir.
Etrafı incelemeye meraklıdır.
Müzik duyunca hareket eder, oynar.
Cisimleri bilerek yere atar ve sizin
almanızı bekler. Bu, neden-sonuç ilişkisi kurmanın başlangıç biçimleridir.
Bazı davranışlarınızı taklit edebilir:
telefonla konuşma, bardaktan su içme,.. gibi.
Ayakta durabilir. Yürüyebilir, ancak
henüz yürüyemiyorsa bu normaldir.
12.ay:
Bilinçli olarak baba gibi bir kelime
söyleyebilir.
İki oyuncağı birbirine vurarak
oynayabilir. Yardımsız ayakta durabilir.
Tutunarak ayağa kalkabilir.
Bazı bebekler bu yaşta yürüyebilirler.
Şişe içindeki üzümleri parmağını şişenin
içine sokarak çıkartmaya çalışır.
Amacına ulaşmak için bilinçli olarak alet
kullanmaya başlar. Örneğin uzakta olan bir nesneye ulaşmak için bir çatalı
kullanabilir, ya da nesnenin altındaki örtüyü çekerek yaklaştırabilir.
10-12 AY İÇİN
ÖNERİLER:
Bebeğiniz
yerde battaniye üzerinde oturup oynarken ondan birkaç adım uzaklaşıp
geri gelerek, ona her zaman geri geleceğinizi öğretin, güven verin.
Yeni insanları, yeni yerleri, ve yeni
nesneleri ona gösterin.
Resimli kitaplara birlikte bakın ve
resimler hakkında konuşun.
Banyoda plastik oyuncaklar, doldurup
boşaltabileceği plastik bardaklar verin. Ya da odaya serdiğiniz geniş bir
naylon örtünün üzerine koyacağınız bir kap su ile bu oyunu
oynatabilirsiniz.Ancak asla yalnız bırakmayın.
Dilimlenmiş elma, ekmek, bisküvi gibi eli
ile alıp yiyebileceği besinleri önüne koyun. Ayrıca eline kaşık vererek
birlikte tutun, yemeye teşvik edin. Etrafın kirlenmesini önemsemeyin, çünkü bu
denemeler onun için çok önemlidir.
Bir şeyi işaret ederek istediği zaman,
ona o cismi verirken ne olduğunu da söyleyin.
El-yüz yıkama, kucağa alma, hafifçe
sallama, ninni söyleme gibi yatmaya hazırlık işlemlerini hep aynı saatlerde,
aynı biçimde yaparak alışkanlık gelişmesini sağlayın.
Gece uyanıp ağlarsa ona seslenin, yanına
gidip konuşun, okşayın. Ama ışığı yakmayın ya da kucağa almayın. Yanında
uyuyana kadar kalabilir, şimdi uyku zamanı olduğunu söyleyebilir, yatarken
dinlemeye alıştığı bir ninni ya da şarkıyı söyleyebilir ya da dinletebilirsiniz.
Yürüme denemeleri yaptığı ortamın güvenli
olmasına özen gösterin Yürüme, ayrışmanın, bir birey olmanın simgesi gibidir,
yüreklendirin.
Onunla oynayın.
13-18 AY GELİŞİM
Hayvan seslerini taklit edebilir.
En az bir kelimeyi bilinçli söyler
(babasına baba demek gibi).
Sağ ve sol elini eşit derecede kullanır.
Henüz sağ ve sol el arasında belirgin bir tercihi yoktur.
Bebekler çoğunlukla bu aylara kadar
yürürler. Yürümeseler bile 10 saniye kadar yardımsız ayakta durabilirler.
Yaklaşık on kelimesi vardır.
Emekleyerek merdiven çıkabilir.
Bir nesneyi eğilip yerden alıp
doğrulabilir.
İki küple kule yapabilir.
Bardağı tutup su içebilir.
Karşılıklı top atma, yuvarlama gibi
oyunlar oynayabilir.
Vidalı kapakları beceriksiz de olsa
açabilir.
Günlük kullanılan nesnelerin işlevlerini
bilmeye başlar. “Şapkanı nerene giyersin?” “Ayakkabını nereye giyersin?” gibi
soruları göstererek yanıtlayabilir.
13-18 AY İÇİN
ÖNERİLER:
Sizinle birlikte sofraya oturtun. Eliyle
ve kaşıkla yemesine izin verin, arada siz de yedirerek destekleyin.
Banyoda oyuncaklar, doldurup boşaltacağı
kap ya da plastik şişeleri verin.
Bebeğiniz henüz yürümüyorsa mutlaka
doktora danışınız.
Onunla konuşmanız ve oyunlar oynamanız
zihinsel gelişimini olduğu kadar fiziksel gelişimini de güçlendirecektir.
18-24 AY GELİŞİM
Evde yapılan toz alma, telefonla konuşma
gibi etkinlikleri taklit eder.
Kalem-kağıt alınca karalama yapar.
Koşabilir. Topa ayağı ile vurabilir
Daha önce sizden daha kolay ayrılırken,
bu aylarda tekrar sizden ayrılmada zorluk gösterebilir.
Sizin sözlerinize, isteklerinize “hayır”
demeye başlayabilir.
Öfke nöbetlerine kapılabilir.
Belirli bir oyuncağına veya battaniyesine
çok düşkün olabilir.
İki kelimeyi yanyana getirerek
kullanabilir: “anne gel” gibi.
Getir-götür işlerine yardım edebilir.
Kaşık-çatalla, kendini doyuracak kadar
yiyebilir.
Merdiven çıkar.
Amacına ulaşmak için çok farklı yolları
sınar. Kazançlı çıktıklarını sıkça dener.
Ayakkabı, oyuncak gibi sık kullandığı
nesneleri yerlerinde (odasında, çekmecesinde) arar, bulur.
Bu dönemde tuvaletini, bazan yaptıktan
sonra, haber verebilir.
18-24 AY İÇİN
ÖNERİLER
Kalem-kagıt verip çizmeye, karalamaya
teşvik edin.
Ona iki-dört parçalı basit yap-boz
oyuncaklar verebilirsiniz.
Kutuları veya küpleri üstüste koyarak
onunla birlikte kuleler yapın.
Ev işlerinde ondan bazı ufak-tefek
yardımlar isteyin: getir-götür, bunu çöpe at, gibi…
El yıkama alışkanlığını ona yardım ederek
kazandırın.
Yaptığı küçük işler ve çabalar için ona
gülümseyerek, “aferin” diyerek memnun olduğunuzu belli edin.
Hareket yeteneğinin arttığı bu dönemden
itibaren ev kazaları açısından dikkatli olun. İlaçları, deterjanları, çamaşır
suyu şişelerini onun ulaşamayacağı yerlere kaldırın. Yemekleri en arka ocakta
pişirin. Sıcak su dolu çaydanlığı bebek sofrada iken orada bulundurmayın. Burna,
boğazına cisim veya fındık, leblebi gibi yiyeceklerin kaçması en çok bu
yaşlarda görülür. Küçük cisimleri veya yiyecekleri ulaşabileceği yerde
bulundurmayın. Merdiven başlarına parmaklık ya da oynatamayacağı, üzerine
çıkamayacağı engeller koyun.
Bu dönem benlik gelişim dönemi ve buna bağlı olarak sınırların sınanması
dönemidir. Bu nedenle çocuğunuzun sizin
koyduğunuz sınırlar çerçevesinde yetilerine uygun seçimler yapmasını destekleyin.
Örneğin, “Şu üç kazaktan birini giydirebilirim. Sen seç” gibi.
Ağlayarak, tepinerek istediği bir şeyi
yaptığınızda bu tür davranma olasılığı artacaktır. Bu şekilde istediğinde
yapılmadığını görürse bu davranışı azalacaktır.
Hiçbir zaman tabak elinizde odalarda
dolaşarak çocuğunuza yemek yedirmeyin.
ÜÇÜNCÜ YAŞ GELİŞİM
Üç-dört kelimeli cümle yapar.
X şeklini çizebilir.
Çok sayıda soru sormaya başlar.
Şarkı söyleyebilir.
Bildiği nesnelerin resimlerini tanır,
adını söyleyebilir.
Bazı harfleri ve sözcükleri tam
söyleyememesi, telaffuz kusurları olması normaldir.
Tuvalet eğitimi bu yaşta tamamlanmıştır.
Ancak arada kaçırmalar normaldir.
Bazı giysilerini kendisi çıkarabilir.
Kapıların kolunu çevirebilir.
Yerinde zıplayabilir, ancak zıplaması
biraz beceriksiz olabilir.
Tek ayak üzerinde kısa süre durabilir
Her adımda bir basamak olmak üzere
merdiven çıkabilir..
Üç tekerlekli bisiklete binmeye başlar
Anne-babadan bu yaşlarda daha kolay
ayrılır
Diğer çocuklarla beraber oynar, ama
karşılıklı değil, yanyana oynama şeklindedir.
Hayali oyunlar oynar.
Sıklıkla "hayır" der, öfke nöbetleri
olabilir. Bunlar bilinçli bir şekilde ele alınmalı, sözel olarak itiraz ettiği
konularda istediğini elde etme hakkı olduğunu bilmeli, ama öfke nöbetleri ile
istekleri yerine gelmemelidir
3 YAŞ İÇİN ÖNERİLER
Bu yaş çocukları artık yürüyüp konuşmaya
başlamıştır ve özerk olma ihtiyaçları vardır. “Ben dönemine girmişlerdir. Her
şeyi kendileri yapmak isterler. Örneğin Mevsime uygunsuz bir kıyafeti seçmek ve
giymekte ısrar etmek, (kışın yazlık bir elbise giymek istemesi gibi). “Hayır”
dönemidir. Çocuk gelişimi açısından bu dönemde çok katı kurallar koyup onu
disipline etmeye çalışmak yanlış olacaktır. Bu onun geçirmesi gereken bir
dönemdir. Bu özerklik dönemi kural ve sınırlarla kısıtlanırsa ileride özgüven
eksikliği yaşayabilirler. Bu dönemde hiç sınır konmadan her şeye evet denirse
de, ilerde okul ve sosyal hayatta kural ve sınırlarla ilgili problem
yaşayabilir.
Önemli olan çocuk gelişimi açısından bu
dönemde kriz anlarında inatlaşmak değil çocuğunuzun dikkati başka bir yöne
çekmektir. Çünkü çocukla yapılan inadı kazanmak gibi bir durum söz konusu
değildir ve hiç bir yararı yoktur. Bu dönem çocukları henüz paylaşmayı
kavrayamazlar bu yüzden oyuncağını paylaşması için onu zorlamamalısınız. Bu yaş
grubu çocuk gelişimi açısından yuva için uygun değildir. Paylaşamadıkları için
arkadaşının elinden oyuncağı çekip almak ister, istediğini istediği zaman
yapmak ister. Belli kurallar içinde vakit geçirmekte zorlanır. Ancak paralel
oyun oynayabilirler. Birkaç çocuk aynı ortamda kendi oyuncaklarıyla oynarlar.
Bunun için oyun grupları uygun olabilir. Bu yaş dönemindeki çocuğunuzu tam gün
yuvaya verip ona hazır olmadığı bir ayrılık kaygısı yaşatmak ve uyum
sağlayamayacağı bir ortamda zorla kalmasını istemek çok yanlış olacaktır.
Çocuğunuz size bir şey söylerken
televizyonu kapatarak, gazetenizi elinizden bırakarak onu dinleyin: ileride o
da sizi dinleyecektir
Onunla konuşurken oturun, onun göz
düzeyine gelin.
Oyuncakların toplanmasını oyuna
dönüştürerek bu alışkanlığı kazandırın: örneğin arabaları garaja sokmak,
topları veya küpleri bir sepetin içine uzaktan atmak, gibi.
Ev işlerinde yardım etmesine olanak
verin, ve ondan bunu isteyin: toz alma, çatal-kaşıkları ayırma, eşyaları
çekmecelere yerleştirme, gibi..
Yaptığı küçük işler ve çabalar için ona
gülümseyerek, “aferin” diyerek memnun olduğunuzu belli edin.
Onunla resim ve hikaye kitapları okuyun.
Müzikli çocuk oyunları oynayın, şarkı
söyleyin.
Aile fotoğraflarına bakarak kişilerle
ilgili olaylar anlatın.
Birden üçe kadar meyveleri, elbisesinin
düğmelerini, ya da parmaklarını beraberce sayarak oynayın.
Büyük karton kutuları ev ya da araba
yaparak oynaması için verin.
El yıkama-kurulamayı öğretin.
Banyoda oyuncaklar ve köpüklerle oynayın.
Üzerine binebileceği, zıplayabileceği
yumuşak ev esyaları, yastıklar
sağlayarak hareket imkanı yaratın
Şekiller yapması için hamur, ayrıca
kağıt-kalem verin. Kalem-kağıtla yuvarlak, kare gibi şekiller çizin. Parmak
boyası yaptırın.
Mümkün olduğunca, ona seçme şansı verin:
elma mı, portakal mı istersin? gibi
Giysilerini kendisi çıkarmasına, ve kolay
giyilebilen bazılarını giymesine fırsat verin.
Bu dönem çocukları ağızlarına,
burunlarına küçük cisimleri ya da nohut, fıstık gibi yiyecekleri koyabilirler.
Bunları ancak sizin yanınızda ve gözetiminizde iken verin.
DÖRDÜNCÜ YAŞ
GELİŞİM
Herkesin anlayacağı kadar düzgün konuşur.
Çok soru sorar: bunların bir kısmının
cevaplarını bildiği halde sorabilir. Bunlar onun konuşma yeteneğini geliştirir.
Elini yıkar-kurular.
Giysi ve oyuncaklarını kaldırabilir.
Kağıda düz çizgiler çizebilir.
Tek ayak üzerinde 1-2 saniye durabilir.
Her adımda bir basamak olmak üzere
merdiven inebilir.
Başka çocuklarla oynamayı,oyuncaklarını
paylaşmayı ve sırasını beklemeyi öğrenir.
Vücut yapılarını merak edip büyüklerin
vücudunu incelemek isteyebilir.
Değişik yerlerden, karanlıktan,
hayvanlardan korkabilir.
Duygularını kontrol edemeyebilir.
Korkuları, kıskançlıkları veya öfke nöbetleri olabilir.
Cinsel kimliği belirgindir
Büyük-küçük, ağır hafif gibi kavramları
bilir.
Büyük düğmeleri ilikleyebilir.
Benim, benimki, senin, seninki kavramları
oluşmuştur.
Kol ve bacakların kafadan çıktığı şekilde
ilkel insan çizimi yapabilir.
Hayali arkadaşlar yaratabilir.
"Bir" ve "birden çok"
kavramlarını bilir .
4. YAŞ İÇİN
ÖNERİLER
Çocuğunuzla konuşun.
Çocuğunuzla öyküler okuyun, öyküdeki
kişileri ona sorun, sonradan da öykünün bazı kısımlarını anlatmasını isteyin.
Beraberce basit resimler, örneğin çöp
adam çizin. Buna sevinçli, üzgün, şakın yüzler yapın. Bunlara uygun sözler
söyletin.
Sayı sayma çalışmaları yapın.
Evdeki televizyon, radyo, çamaşır makinesi
gibi eşyaların nasıl çalıştığını ona anlatın.
Size öyküler, olaylar anlatmaya teşvik
edin, anlatırken dinleyin ve anlattıklarından hoşlandığınızı belli edin.
Siz mutfakta iken oyun hamuru veya hamur
vererek onun yaptığı şekillere bakın, üzerinde konuşun. Onlara konuşmalar
yaptırın.
Yaptığı resimleri, şekilleri beğenin ve
herkesin görebilmesi için ortaya koyun ya da asın.
Renkleri öğretin.
Birlikte top oynayın. Karşılıklı atma
dışında bir kutunun içine atma, veya rampadan yukarı-aşağı yuvarlama
oynayabilirsiniz.
Saklambaç oynayın.
Beraberce yap-boz yapın.
Arabalarla, bebeklerle, mutfak eşyaları
ile kendi kendine oyun kurmasına imkan verin.
Başka çocuklarla oynaması için uygun
ortamlar yaratın, onlarla oynamaya teşvik edin.
Giyinme, diş fırçalama, saç tarama gibi
işlerini mümkün olduğu kadar kendisinin yapmasını sağlayın.
Eşyaları taşıma, yerleştirme gibi basit
işlerde size yardım etmesini isteyin. Ona ev içinde küçük sorumluluklar verin:
örneğin gazeteyi her gün belirli bir sepete koymak, akşam yemeklerinde ekmeği
sofraya götürmek gibi.
Bu konulardaki küçük başarılarını, hatta
sadece gösterdiği çabaları bile, gülümseyerek, “aferin” diyerek ödüllendirin,
gurur duyduğunuzu belli edin.
Otomobil ve Trafik:
Bu yaş, sokakta güvenli şekilde yürümeyi,
güvenle oynayabileceği yerleri, kibrit, tüp gaz gibi tehlikeleri öğretmek için
uygun bir zamandır. Siz de sokakta karşıdan karşıya geçerken kurallara uyarak
ona örnek olun.
Otomobilde emniyet kemeri takarak ona iyi
örnek olun. Otomobilde onu öne, kucağınızda bile olsa, oturtmayın.
Çocuğunuzu arabada birkaç saniye bile
olsa yalnız bırakmayın.
5. YAŞ GELİŞİM
Kısa bir öyküyü, ya da o gün olan bir
olayı anlatabilir.
Birkaç şarkı söyleyebilir.
Bazı giysilerini giyebilir.
Basit bir çöp adam çizebilir. Üçgen ve kareyi kopya edebilir.
Bazı renkleri bilebilir.
Anne-babanın koyduğu kurallara uyabilir.
Ancak doğru ile yanlışı ayırdedemeyebilir.
Bağımsızdır. Kendi kendine dışarı çıkmak
isteyebilir. Birçok şeyi kendisi yapmak ister .
Paylaşmayı sevmez.
Sık sık huy değiştirebiir. Hatta bazen
saldırgan olabilir.
Bazı hayali oyun arkadaşları olabilir.
Vücut kısımlarını merak ettiği için
doktorculuk oynayabilir.
Genellikle arkadaşla iyi oynar
Her rakam bir nesneye karşılık gelmek
koşuluyla beşe kadar sayabilir
En az beş renk bilebilir.
5.YAŞ İÇİN ÖNERİLER
Olumlu sıfatlarla anın benliğini
zedeleyici şekilde eleştirilerde bulunmayın, Çocuğunuza “aptal, tembel” gibi
sıfatlar söylemeyin. Ya da “sen çocuksun, anlamazsın” demeyin.
Hareketli oyunlar, spor ve dans,
koordinasyonunu, vücut becerilerini geliştirir .
Resim çizme-boyamada, anlatımda, ya da
evde ufak-tefek işlere yardımlarında küçük başarılarını, hatta sadece
gösterdiği gayretleri bile, gülümseyerek, “aferin” diyerek memnuniyetinizi
belli edin:
Ne kadar iyi topladın,
Ece ile ne güzel oynadınız.
Düzgün çizdiğini farkettim: devam et
Ya da:
Seninle kurabiye yaparken ben de çok eğlendim
6.YAŞ GELİŞİM
Birkaç rengi, haftanın bazı günlerini,
sabah-öğleden sonra gibi zaman kavramlarını bilir.
Doğadaki olayları merak edebilir: “gece
nasıl oluyor?” “yağmur nasıl yağıyor?”, gibi.
Sizi ve sizin koyduğunuz kuralları
arkadaşlarının anne-babaları ile karşılaştırabilir.
Başkalarının hoşuna gitmeye çalışır. Bu
nedenle genellikle kurallara uygun davranır.
Yardımsız kendisi giyinebilir.
Çok sıkı olmayan düğmelerini
ilikleyebilir.
Ayakkabılarını bağlayabilir.
Elişi makasıyla kağıt kesebilir.
Tek ayak üzerinde 1-2 kez sıçrayabilir.
Öğretiliği zaman 5e kadar istenilen sayda
nesne verebilir
6.YAŞ İÇİN ÖNERİLER
Soru sormasını, etrafı araştırmasını
destekleyin. Size soru sorduğunda bazen “sence nasıl (veya neden) olabilir?”
şeklinde sorarak onu düşünmeye yönlendirin.
Her gün en az bir kez hareketli oyunlar
oynamasına olanak sağlayın
Olumsuz davranışları olduğunda “ara
verme-mola” yöntemini uygulayabilirsiniz: “şimdi bir ara veriyoruz: odana
gidiyor, ve bir süre oradan çıkmıyorsun ve davranışın üzerinde düşünüyorsun”.
Ama onun da duygularını, öfkesini uygun
şekilde ifade etmesine izin verin, haklı olduğu konularda ona hak verin.
Televizyonu günde bir saat ile
sınırlayın. Bunun dışında daha üretken etkinlikler yapmalıdır
7.YAŞ OKULA
HAZIRLIK VE OKUL GELİŞİMİ
Yardımsız giyinebilir.
Ayrıntılı bir çöp adam çizebilir.
Bazı cisimlerin ne olduğunu ona
sorduğunuzda tanımlayabilir, ne işe yaradıklarını söyleyebilir. Örneğin: elma
meyvadır, yenir; araba ve tren, insanları taşımaya yarar, gibi.
Paylaşmayı bilir, ama hile de yapar.
Kardeşlerini ve arkadaşlarını kıskanabilir.
Özellikle kendi cinsinden arkadaşlarla
oynar. Arkadaşıyla ortak oyunlar veya uğraşılar sürdürmeyi sever
Erişkinleri taklit etmeyi sever.
7.YAŞ İÇİN ÖNERİLER
Okula hazırlık olarak gideceği okulu
önceden görmesi, okulun bir resminin eve konması veya odasına asılması
yararlıdır.
Çocuğunuzu söz dinleme, kurallara uyma
yönünden bu yıl hazırlamanız iyi olur.
Bu konudaki ufak gayretleri için bile onu
kutlayın.
Okul döneminde yaşamında sınıf
arkadaşları ve sınıf öğretmeni gibi yeni kişiler belirecektir. Büyümenin önemli
bir yanı da diğer insanlarla iyi ilişki kurabilmektir. Çocuğunuz için
arkadaşlar giderek daha fazla önem kazansa da yine de anne-babası çok önemlidir
ve ailenin bir bireyi olmaktan hoşlanır.
Okul önlüğü giymekle de öğrenci
topluluğunun bir parçası olduğunu hisseder, arkadaşları ile bağlantıları artar,
giysilerin yarattığı görüntü farklılıkları ortadan kalktığında iletişim kolay
başlar.
Ödevlerini kendi kendine yapmalıdır.
Arasıra, ya da bitirdikten sonra sizin de bakmanız, çalışmasından,
sorumluluklarını yerine getirmesinden memnun olduğunuzu belirtmeniz yerinde
olur.
8-9 YAŞ GELİŞİM
Arkadaşları ile ortak ilgi alanlarını paylaşabilir:
koleksiyon yapma, uçak resmi biriktirme gibi.
Yarışmalı oyunları sever.. Karşı cinsten
çocuklarla da oynamaya başlar.
Banyoda, giyinip-soyunurken görülmekten
kaçınma şeklinde utanma davranışları gösterebilir.
Kız çocuklarında göğüs büyümesi
başlayabilir.
10-12 YAŞ (ERGENLİK
ÖNCESİ):
GELİŞİM
Boyu, özellikle bacakları hızla uzamaya
başlar (Bu dönem kızlarda 14, erkeklerde 16 yaşına kadar sürer, daha sonra
yavaşlar).
Bazı çocuklarda hormonal gelişim
kendisini gösterebilir: kızlarda göğüs gelişim, erkek çocuklarda cinsel
organların büyümesi ve hafif kıllanma başlayabilir
Bazı kız çocukları ilk adetlerini 11-12
yaşında görürler .
Çocular bu yaşlarda karşı cinse biraz
daha fazla ilgi duyabilir.
Genel olarak arkadaşları daha fazla önem
kazanır. Bir tane “en iyi arkadaşı” olabilir. Arkadaşlarıyla ilşkileri birlikte oyun oynamak dışında birbirlerinin gereksinimlerini anlama,
sırlarını paylaşma şeklinde ilerler.
Akıl, dürüstlük, ölüm gibi soyut kavramlar
yerleşmeye başlar.
Anne/babanın sözünü genellikle dinler
Başkaları ile konuşmayı sever
OKUL ÇAĞI İÇİN
ÖNERİLER
Söylenenleri yaptığında, doğru işler
yaptığında ona övgü sözleri söyleyin.
İlgi alanlarına ve yeteneklerine uygun
etkinlikler seçmesine yardımcı olun, önerilerde bulunun ve olanak yaratmaya
çalışın.
Sizinle konuşmaya, ve duygularını size
anlatmaya teşvik edin.
Çocuğunuzu okumaya teşvik edin, hoşuna
giden kitapları kendisinin seçmesine izin verin.
Okul dışında spor, müzik, resim, doğayı inceleme,
koleksiyon yapma, gibi ilgilerini destekleyin.
Açık havada oynayabilmesi için olanak ve
zaman bulmanız önemlidir.
Günlük yaşamdaki kuralları onunla beraber
belirleyin veya üzerinde konuşun: kuralların nedenlerini önce ona sorarak
bulmasını, anlamasını sağlayın. Bu kurallara uymasının beklendiğini anlatın.
Okul arkadaşlarının onu
etkileyebileceğini, hatta onların baskısını hissedebileceğini bildiğinizi ona
anlatın. Bu tür etki ve baskılardan size söz etmeye teşvik edin, ve o
durumlarda ne yapabileceği üzerinde konuşun.
Televizyon izlemek, çocuğunuzun eğitimine
yardımcı olabileceği gibi aşırı yapıldığında onun edilgen, hareketsiz, soru
sormayan bir kişi olarak yetişmesine de yol açabilir. Bu nedenle onun seveceği
ve yararlanabileceği programlardan bir seçim yapmasını ve hafta içi günlerde
bir saati geçmeyecek şekilde onu izlemesini, diğer zamanlarda dışarıda
arkadaşları ile oynama, kitap okuma, resim yapma, ev işlerine yardım etme,
müzik dinleme gibi başka uğraşılar yapmasının sağlayın.
ERGENLİK GELİŞİM
VÜCUTÇA VE ZİHİNSEL
OLARAK DEĞİŞİM DÖNEMİDİR.
Hızlı boy uzaması kızlarda ortalama 12,
erkeklerde 14 yaş civarında olur. Uzama vücudun her kısmında aynı zamanda
başlamadığı için vücut oranlarında değişme olur: çene kemikleri yüzüne,
bacakları gövdesine göre orantısız gözükebilir. Hormonların değişmesi kıllanma,
cinsel organların gelişmesi, kızlarda göğüs gelişimi, erkek çocuklarda ses
değişimi gibi belirtilerle devam eder.
Bazı ergenlerde bu tür “büyüme “
belirtilerinde arkadaşlarına göre gecikme olduğunda, çevreden kendilerine
“ufaklık”, “tüysüz” gibi isimler takıldığında bundan olumsuz etkilenirler.
Görüntü en önemli şeylerden biridir: boyunun basket oynayabilecek kadar uzun
olmayacağını düşünme, mankenlere veya
artistlere benzemeye özenme, görünüşünden hoşnut olmama çok yaygındır. Yeme bozuklukları bu dönemde ortaya çıkabilir: görünüşünü
beğenmeme, zayıflamaya çalışma, gibi.. Bazan bunda aşırıya kaçabilirler. Hızlı
kilo kaybı olursa mutlaka doktora başvurunuz.
Duygusal olarak değişkendirler, bir gün
neşeli, ertesi gün karamsar olabilirler.
Dürüstlük, bağlılık, ölüm gibi soyut
kavramları benimser ve uygularlar.
Siyaset, felsefe, ve toplumsal olaylara
ilgileri artar
Uzun vadeli düşünmeye başlar,
Kendilerine hedefler belirler
Kendilerini arkadaşları ile
karşılaştırırlar.
Ergen, anne-babadan bağımsız olmak ister:
fiziksel büyüme ile erişkin olgunluğuna ulaştığını sanabilir. Bu nedenle her
alanda bağımsızlık ister. Bu nedenle
ailenin ders çalışma, giyinme gibi konulardaki uyarıları onu rahatsız eder.
Arkadaşlarının etkisinde fazla kalır. Bir
gruba dahil olmak isteyebilir
Kız-erkek ilişkileri önem kazanır: aşık
olabilir.
ERGENLİK DÖNEMİ
İÇİN ÖNERİLER:
Yeni alanlara, uğraşılara ilgi duymasını
önemseyin, destekleyin, ona yardımcı olun.
Arkadaş grupları ile yapılan spor, müzik
gibi sağlıklı ve rahatlatıcı etkinliklere fırsat yaratın, teşvik edin.
Grup arkadaşlığının önemini
anladığınızdan bahsedin, ancak grup içinde insanın kendi benliğini korumasının
önemini de hatırlatın
Kendisini düşündüren konuları ya da
sorunlarını bir erişkinle konuşması için teşvik edin. Sizinle konuşmak
istememesini anlayışla karşılayın ve bunu çocuğunuza söyleyin.
Artık çocuk olmadığını ve istediğini
yapabileceğini söyleyerek size karşı geldiğinde (ki bu normaldir), ona kendi kendini
yönetebildiğini ispat ederse sizin de onu uyarmanıza gerek kalmayacağını
anlatın. Büyük bir insan gibi davranırsa, sizin de kendisine o şeklide
daranabileceğinizi söyleyin.
Özgürlüklerini, kendisine açıklama yapmadan ve gereksiz yere
kısıtlamayın.
Kimliğini oluşturma süreci içinde, örnek
alacağı bir erişkinin varlığı gerekir. Davranışlarınız, ondan istediğiniz
davranışlarla uyumlu olursa söze gerek
kalmayacaktır.
TELEVİZYON (TV)
Çocuğunuz büyüdükçe gördüklerinden ve
duyduklarından etkilenmesi daha kolay
olmaya başlayacak, bu nedenle TV etkinlik kazanacaktır. Bir kısım TV
programları gerçekten eğiticidir ve seyredilmelidir. Ancak pek çok çocuk
gereğinden fazla TV seyretmektedir. TVu bebeği ya da çocuğu oyalamak için
kullanmak, bebeği karşısına oturtup ev işlerini yapmak, ya da çocuğun saatlerce
izlemesine izin vermek yanlıştır. Çocuğu hareketsiz tuttuğu gibi üretken bir
uğraşı yapmasını da engeller. Televizyon karşısında fazla zaman geçiren
çocuklarda fazla kilo alma, kemik ve eklem bozuklukları daha sık görülür. Çok
fazla TV seyreden çocuk okumaya, oyunlara daha az zaman ayırmaktadır. TV
sağlıksız beslenme alışkanlığına örnek olmaktadır. Ayrıca TV programları
çocuklara şiddet ve korku göstermekte, çocuğun yaşı, zihinsel ve duygusal
durumu uygun olmadan önce alkol, uyuşturucu ve cinsellik içeren görüntüler
sunmaktadır. Aileler çocuğun seyredeceği programları ve süreyi kontrol altında
tutmalıdır. Aşağıda bazı öneriler verilmiştir:
Programları seçin. TV’u rastgele açmayın,
mutlaka önceden planlayın. Sizin ona bir program seçmenizdense, izlemesini
uygun gördüğünüz iki program arasında kendisinin seçim yapmasını sağlayın.
Günde en fazla 1 ya da 2 saat TV
seyretmesine izin verin.
Televizyonu uzun süreli açık tutma
alışkanlığınız varsa eğitici kanalları açık tutun.
Çocuğunuzla birlikte TV seyredin.
Programın ne olduğu, iyi ve kötü yönleri hakkında onunla konuşun.
Onun görmemesi gereken yerde TV’u
kapatın. Ona açıkça yaşı ve deneyimi açısından programı uygun görmediğinizi
söyleyin.
Tüm çizgi filmlerin çocuğunuza uygun
olduğunu düşünmeyin. Pek çoğu vahşet dolu sahneler içerir.
Gün içerisindeki pek çok program: örneğin
“talk show”lar, pembe diziler çocuğunuz için uygun değildir.
Kendiniz daha az TV seyrederek, daha
fazla okuyarak ona örnek olun. Ona da dergi, kitap okuyun.
TV yerine başka, eğlenceli etkinlikler
bulun, hatta bir liste yapın. Çevrenizdeki diğer anne-babalarla da konuşarak
listenizi genişletin.
TV’u, iyi davranışlarına ödül olarak
kullanmayın. Gezintiyi, dışarı çıkmayı kullanın.
Okul başarısı iyi olmayan çocukların TV
seyretme süreleri hergün yarım saat azaltılmalıdır.
Yemek sırasında asla TV seyretmesine izin
vermeyin.
Ev Kazaları:
Her şeye ilgi duyan ve karıştıran 2-3 yaş
grubunda ev içinde pek çok kaza görülmektedir. Evinizi bu bakımdan sık sık kontrol
etmeli ve ortamda zarar verebilecek şeyleri bulundurmamalısınız. Bunlardan en
sık karşılaşılanları:
sıcak su/çay yanıkları (sofrada ya da
mtfaktaki ocağın ön kısımlarında sıcak su ya da yiyecek bulundurulması)
ulaşılabilen yerlerdeki deterjan veya çamaşır
suyu içme,
küçük oyuncak parçaları ya da kuruyemiş
gibi yiyeceklerin boğaza kaçması
masadan ya da ilaç dolabından ilaç alıp
yeme
bıçak, makas ile yaralanma
olup bunlar için devamlı önlem almak
gerekir.
Çamaşır suyu içme durumunda çocuğunuzu
kusturmaya çalışmayıp hemen hastaneye götürünüz.
Araba (otomobil)
Çocuğunuzu hiç bir zaman ön koltukta
kucağınızda oturtmayın. En kısa mesafelerde bile mutlaka arkada, bebek
koltuğunda olmalıdır.
TÜRKİYE ÇOCUK NÖROLOJİSİ DERNEĞİ
22 Eylül 2013 Pazar
REAKTİF BAĞLANMA BOZUKLUĞU
Reaktif Bağlanma Bozukluğu
Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından önce başlayan ve hastanın sosyal ilişki düzeyinde hasarla kendini gösteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle baş etme merkezi ilgili bir problem olduğu düşünülmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, sıklıkla yanlış anlaşılmakta ve Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanılan ile kanştırılabilmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu çocuklarının temel özelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle çocuk arasında gelişen bağlanmayı gerçekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, çocuğun ağlamasına, onun ihtiyaçlarını karşılayacak yanıtlar vermesiyle oluşur. Bu ihtiyaçlar; doğru besleme, yatıştırma, teselli etme, rahatlatma, çocuğu tehlike ve diğer tehditlerden koruma ile giderilir. Reaktif Bağlanma Bozukluğu olan çocuklar bu bağlanmayı gerçekleştiremediklerinden çevrelerine karşı güven oluşturamamaktadırlar. Güven duygusunun gelişmemesine bağlı olarak da duygusal gelişimde problem yaşarlar.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nun karakteristik özellikleri nelerdir?
Reaktif Bağlanma Bozukluğu tanısı almış çocuklar yaşamın ilk yıllarında, konuşmayı bile öğrenmeden önce dünyanın güvensiz bir yer olduğunu ve çevresindeki yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduklarını öğrenirler. Duygularının çevresine koruyucu bir kabuk örerler. Bu da onlan yetişkinlere bağımlı olmaktan korumaktadır. Ebeveynlere ya da diğer yetişkinlere bağımlı olmaktansa, ördükleri koruyucu kabuk çocuğun dünya ile baş etmesinde tek araçtır. Korunmak için yalnız kendilerine bağımlı olan bu çocuklar, bu kabuğu kırmaya çalışan herhangi bir kişiyi tehdit olarak görür, bu tehdidi sadece duygusal yanına değil tüm yaşamına yönelik algılar.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu tanısı almış çocuklar yaşamın ilk yıllarında, konuşmayı bile öğrenmeden önce dünyanın güvensiz bir yer olduğunu ve çevresindeki yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduklarını öğrenirler. Duygularının çevresine koruyucu bir kabuk örerler. Bu da onlan yetişkinlere bağımlı olmaktan korumaktadır. Ebeveynlere ya da diğer yetişkinlere bağımlı olmaktansa, ördükleri koruyucu kabuk çocuğun dünya ile baş etmesinde tek araçtır. Korunmak için yalnız kendilerine bağımlı olan bu çocuklar, bu kabuğu kırmaya çalışan herhangi bir kişiyi tehdit olarak görür, bu tehdidi sadece duygusal yanına değil tüm yaşamına yönelik algılar.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu nasıl teşhis edilir?
Reaktif Bağlanma Bozukluğu henüz yeni tanımlanan bir rahatsızlık olduğundan zor teşhis edilmektedir. Bazı çocuklann bu tanıyı almaları yıllarca süren araştırmalar ve kontroller sonucu olabilmektedir. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nun zor teşhis edilmesinin bir diğer nedeni de bu rahatsızlığa hiperaktivite-dikkat eksikliği, depresyon ya da başka sorunların eşlik etmesidir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu henüz yeni tanımlanan bir rahatsızlık olduğundan zor teşhis edilmektedir. Bazı çocuklann bu tanıyı almaları yıllarca süren araştırmalar ve kontroller sonucu olabilmektedir. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nun zor teşhis edilmesinin bir diğer nedeni de bu rahatsızlığa hiperaktivite-dikkat eksikliği, depresyon ya da başka sorunların eşlik etmesidir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nun görülme sıklığı nedir?
Reaktif Bağlanma Bozukluğu yeni tanımlanan bir rahatsızlık olduğu için görülme sıklığı konusunda henüz bilimsel bir veri yoktur; ancak araştırmalar devam etmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu’na sebep olabilecek nedenler nelerdir? Bu sebepler şöyle sıralanabilir:
Reaktif Bağlanma Bozukluğu yeni tanımlanan bir rahatsızlık olduğu için görülme sıklığı konusunda henüz bilimsel bir veri yoktur; ancak araştırmalar devam etmektedir.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu’na sebep olabilecek nedenler nelerdir? Bu sebepler şöyle sıralanabilir:
- Annenin hamilelikte ve sonrasında uyuşturucu madde ve alkol kullanması
- Doğum travması
- İstenmeyen gebelik
- Çocukluğun ilk üç yılında yaşanan fiziksel, duygusal, cinsel istismar
- Fiziksel ve duygusal reddedilme
- Anneden erken ayrılık
- Huzursuz ve gergin aile ortamı- Sert ve tutarsız ebeveynlik
- Yaşamda çok sık yer değişikliği
- Aşırı koruyucu anne-babalık
- Yetersiz bakım ve çok bakıcı değişikliği
- Travmatik deneyimler
- Ağrı içeren hastalıkların nedenlerinin teşhis edilememesi, ağrının sürekli devam etmesi
- Annenin depresyon geçirmesi
- Çok genç ya da yetersiz ebeveynlik
Otizm ve Reaktif Bağlanma Bozukluğu arasında benzerlikler var mıdır?
Bu iki gelişimsel bozukluk arasındaki benzerlikler aşağıda sıralanmıştır:
Bu iki gelişimsel bozukluk arasındaki benzerlikler aşağıda sıralanmıştır:
- Anlamlı yüz ifadesinin olmaması
- Sözel uyarana tepkisizlik
- Fiziksel teması reddetme
- İletişimde nitel bozulma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)